BİR AVUÇ FUTBOLSEVERİZ. BURADA İÇİMİZİ DÖKECEĞİZ, DOĞRU BİLDİĞİMİZİ SÖYLEYECEĞİZ... BUDUR.
30 Nisan 2008
28 Nisan 2008
2.Lig


GS-1 FB-0


25 Nisan 2008
Ayarlanmış Heyecan





Biz de onlardan mı öğrendik bilmiyorum ancak bitime sadece 3 hafta kala oynanacak olan bu kritik maçların tamamına şans demek pek mümkün değil sanki. Önümüzdeki sezon da artık tamamen şans eseri! ile çekilen kuralarda son haftalara denk gelen önceden ayarlanmış heyecanlı maçlar seyrederiz.
İlk Maçlar

24 Nisan 2008
Vallahi de Helal Billahi de Helal



21 Nisan 2008
Başkan Sahaya!



PSV



Ligimizdeki hedefsiz takımların durumu göz önüne alınınca, playoff ve playaut maçları heyecan katabilir bizim ligimize de. Süper Lig' gelecek olan üçüncü takımın playoff maçları sonunda belirleniyor olması ve bu maçların lige ayrı bir hava kattığı gerçeği bu fikri uygulanabilir kılıyor benim gözümde.
19 Nisan 2008
Yolcudur Abbas


Bugün kaybettikleri Gaziantespor maçı sonrası süper lig maceraları noktalanmak üzere, mucizelere ihtiyaçları var artık. Kadroya bakıldığı zaman en kötü ihtimalle orta sıralara oynar dersiniz. Ancak bu senenin sürprizlerinden birini gerçekleştirmek üzere Manisaspor. Ligin bitimine 10 hafta varken bu takım bu kadroyla ligde kalmayı bir şekilde başarır diye düşünüyordum, ancak beni de yanıltmak üzereler. Teknik direktör değiştirdiler fakat çare bulamadılar düşüşlerine. Yılmaz Vural vakası mı denir, ya da Holosko'nun gidişi mi denir, Vestel'in desteğini çekmesi mi denir bilemiyorum ancak görünürde umut vermiyorlar ligde kalmak için. Bunun farkında olan Levent Eriş şanslarının oldukça azaldığını söylemiş. (Sen Adana Demirspor'u bırak gel sonra da durum vahim diye söylen buralardan.) Manisaspor'un kazanması rakiplerinin de kaybetmesi gerekiyor. Olur mu? Olur belki ama bunun adı da futbol mucizesi olur artık. Tarzanlar, Kasımpaşa'yı yalnız bırakacak gibi durmuyorlar...
İsmini Söyle

Brezilyalı futbolcuların lakaplarını kullanıyor olmalarına en çok spikerler seviniyordur sanırım. Neyse ki Brezilya federasyonu FIFA'ya isimleri yolladığında lakapları da yolluyor da herkes rahatlamış oluyor. Bazı lakap ve tam isimler şöyle:
Edison Arantes do Nascimento---Pele
Arthur Antunes Coimbra---Zico
Vítor Borba Ferreira---Rivaldo
Frederico Chaves Guedes---Fred
Carlos Caetano Bledorn Verr---Dunga
Nélson de Jesus Silva---Dida(kaleci)
Edvaldo Alves de Santa Rosa---Dida
José Roberto Gama de Oliveira---Bebeto
Lucimar Ferreira da Silva---LucioRonaldo Luis Nazário de Lima---Ronaldo
Ricardo Izecson dos Santos Leite---Kaka
Ronaldo de Assís Moreira---Ronaldinho
Robson de Souza---Robinho
Antônio Augusto Ribeiro Reis Junior-Juninho
Marcos Evangelista de Moraes---Cafu
Ricardo Luiz Pozzi Rodrigues ---Ricardinho
Sérgio Cláudio dos Santos---Serginho
Socrates Brasileiro Sampaio De Souza Vieira De Oliveira---Socrates
Bu sonuncusunu yazdıktan sonra pes ettim.
Çok Biliyorsunuz!

Şubattan Önce Şubattan Sonra

Takip edenler iyi bilir Fethiyespor 2.ligde yeni bir takım. Ancak bu sezon başında gösterdiği mükemmel form grafiğiyle herkesi şaşırtmıştı. Adanademir ve Mersin İdmanyurdu gibi devlere karşı son haftalara kadar iyi mücadele ederek 3.sıraya yerleşmiş ve yükselme grubuna gitmeyi kıl payı kaçırmıştı.Bu 2 takım yükselme grubuna gidince geri kalan 8li içinde baraj maçlarına gitmek için şüphesiz en önemli avantaj Fethiyespordaydı. En yakın rakibi Alanyasporun 9 puan önünde 2.devreye başlayan Fethiyespor'a bir şeyler oldu. Ligde oynadığı son 9 maçta 19 gol yiyip 6 mağlubiyet 2 galibiyet ve 1 beraberlik alabilen şimşekler şu anda 4.sırada. Aldığı 2 galibiyetin de ligden düşmesi kesinleşen Uşakspor'a karşı olduğunu hatırlatalım. ( hatta Fethiye'deki maça Uşakspor 8 kişi çıkmıştı!) Kadrosunda eski Beşiktaş'lı Fevzi Tuncay ve Gençlerbirliği'nde uzun yıllar forma giymiş Nihat gibi isimleri barındıran lacivert-beyazlıların bu duruma düşmesi bir Fethiyeli olarak beni de üzdü tabiki. 10000 kişilik modern stadı, mükemmel tesisleriyle B kategorisi standartlarının çok üzerinde imkanlara ve takıma her zaman destek veren Belediye Başkanına rağmen Şubattan beri bir şeyler ters gidiyor. Allahtan çok sevdiğim ve değer verdiğim teknik direktör Mustafa Ceviz'in istifası kabul edilmedi de Fethiyespor yönetimi herkese bir ders vererek başarısızlığın bütün suçunu teknik direktöre yüklemedi.
Birkaç gün önce Fethiyedeydim, Fethiyesporla ilgili muhabbetlerde başarısızlığın nedeni olarak devre arasında Antalya'da günaşırı yapılan iddaa ve maçkolik turnuvaları gösteriliyor.Zira bu turnuvalarda birçok oyuncu sakatlanmıştı ancak elde edilecek gelir düşünüldüğünden bunlar pek de önemsenmedi ve Fethiyespor neredeyse 2 günde bir sürekli maç yaptı. Bu konu gerçekten çok önemli ve herkesin bundan ders alması gerekiyor bence.Umarım sezon sonunda lacivert-beyazlılar ilk 2 sırayı alır da ben de çok sevdiğim ve büyük heyecana sahne olan baraj maçlarında Fethiyesporu da seyredebileyim!

18 Nisan 2008
Kalli

Öncelikle herkese merhaba.Dostum Muhder'in daveti üzerine ben de yazıyorum artık.Bana bu şansı veren Dostum'a sonsuz teşekkürler...Muhder blogun açılışını Zico'yla yapmıştı, ben de blogun yeni yazarı ve bir Galatasaray'lı olarak Kalli ile başlamak istedim.Malumunuz takım içindeki mükemmel dayanışma(!) ve işbirliğinin(!) sonucunda yollar ayrıldı Kalli'yle.Yaşlı Kurt sessizce gitti Türkiye'den.Taraftarın sevgilisi Adnan Polat başta Lincoln olmak üzere futbolculardan gelen şikayetleri anında değerlendirdi ve şampiyonluğa giden takımın hocasız kalmasına neden oldu.Kariyerinde hem Almanya'da (Kaiserslautern) hem de Türkiye'de Galatasaray'la şampiyonlukları bulunan Kalli,Türk futbolunda devrim denince Derwall,Terim ve Denizli ile birlikte akla ilk gelen isim.92-93'te Galatasaray'a tam 4 kupa kazandıran,Eintracht Frankfurt mucizesine imza atan,Bülent Korkmaz,Hakan Şükür,Okan,Papen Mustafa,Hamza gibi büyük yıldızları türk futboluna kazandıran Kalli eminim ki çok da üzülmemiştir yolların ayrılmasına.Bu sezon GS belki de şampiyon olacak; Kalli'nin de kariyerinde 1 kupa eksik oluverir biter (her nekadar takımı 28 hafta çalıştırmışsa da).Ancak şımarık Lincoln ve dostlarıyla işbirliği yapan Hakan'ı,Okan'ı affedecek mi bilinmez.Vefa gerçekten de sadece semtmiş diyesi geliyor insanın.Neymiş futbolcuları gerçek yerinde oynatmıyormuş!İnsanlarımız tekdüzeliğe ve yeni şeyleri denemekten korkup ancak hazırlık maçlarında yaratıcılıklarını sınayan teknik direktörlere o kadar alışkın ki Kalli bir lig maçında yeni bir bek veya önlibero denediğinde yer yerinden oynuyordu.Yıllar önce Capello da stoper Desailley'i önliberoya koyduğunda eleştirilerden korksa bugün birçok teknik direktörün can simidi olan önlibero kavramı belki de bu kadar meşhur olmayacaktı.Bir yanda Carlos-Edu-Lugano ve Gökhan'la Avrupa'nın en iyi defans bloklarından birine sahip Fenerbahçe, diğer yanda İbrahim Üzülmez-Gökhan Zan ve Toraman'la Milli Takımın defansını besleyen Beşiktaş... Galatasaray Uğur(Sabri)-Servet-Song(Emre)-Volkan(Hakan Balta) gibi çok daha mütevazı bir geri dörtlüyle bu 2 takımdan 10-11 gol daha az yemişse ve ligin en fazla gol atan 2.takımıysa herkesin biraz düşünmesi lazım.
Belki de Galatasaray bu sezonu şampiyon kapatacak ve herkes Hakan Şükür'ün mükemmel kaptanlığından,Ümit Karan'ın ve Lincoln'ün harika gollerinden bahsedecek ama biz Kalli'nin yaptıklarını unutmayacağız.İsmini anmayacak olanlar olsa da biz onun her golde ilk defa bir maça gelmiş olan çocuğun gözlerindeki sevince benzer yaşadığı heyecanını yüreklerimizde paylaşmaya devam edeceğiz.Mehmet Topal,Uğur Uçar,Serkan Çalık,Barış Özbek ve Orkun Usak gibi genç yıldızların her parlayışında sizce de onu anmamak mümkün mü?


KMK

16 Nisan 2008
Robert Pires

Arsenal'in EPL'de Manchester hakimiyetine kafa tuttuğu yıllarda takımın Bergkamp, Henry, Viera ile birlikte en önemli isimlerindendi Robert Pires. Arsenal'a geldiği zaman yirmiyedi yaşını yaşayan bir futbolcuydu, pek de Arsene Wenger'in tercih ettiği yaş aralığında değildi aslında. Fransa'dan bol bol futbolcu alan, değerlendiren, parlatan Wenger onu da Marsilya'dan alıp koymuştu takıma. Yeri geldi sağ tarafta oynadı, yeri geldi sol tarafta oynadı, orta sahanın ortasında bile oynadığı oldu. Genelde düz oynamayı seven, takıma katkı sağlayan bir oyun stili vardı. Sahaya yakışan, durduğu yeri dolduran,futbol zevki veren bir adamdı. Asistleriyle, golleriyle, duran toplardaki etkisiyle, inanılmaz plaseleriyle kısa zamanda Higbury ahalisinin beğenisini kazanmayı başarmıştı.

Arsenal'de oynadığı zamanlar zihinlere getirildiğinde belki de akıllarda kalan en önemli olay bir Manchester City maçında Henry ile birlikte kullanmaya çalıştıkları penaltı vuruşuydu. Henry ile penaltı atışı öncesi birşeyler konuşmuş o zaman anlam veremediğim bir deneme yapmışlardı. Henry topa vuracak gibi yapıp bırakmış ancak Pires hareketlenmekte gecikince penaltı ziyan olup gitmişti. İlk başlarda anlam veremediğim dediğim bu olayın aslının Cruyff'a ait olduğunu sonradan öğrenebildim . Cruyff Ajax'ta oynadığı zamanlarda penaltıyı bu şekilde kullanmış, şaşkın bakışlar arasında topu filelere yollamış.Bu atışın aynısını denemeye çalışan Pires-Henry ikilisi bunu başaramayınca ingiliz medyasına da malzeme olmuş, basının önünde özür dilemek zorunda kalmıştı.

Bizim bildiğimiz klasik futbolcu tipinden farklı bir oyuncuydu Pires. Biz futbolcuları o dönem eğlence merkezlerinde görüp, televole programlarında vole beklerken kendilerinden, aslında futbolcuların sosyal sorumluluk taşıyabileceklerine pek ihtimal vermiyorduk. Pires o dönemler politik demeçler vermekten çekinmiyor, verdiği demeçlerde aslında sosyal sorumluluk taşıdıklarını da vurguluyordu.


15 Nisan 2008
3.Lig ve 3.Lige Terfi Maçları


D GRUBU
GRUP MERKEZİ
MANİSA
TARİH
30 NİSAN - 04 MAYIS 2008
İZMİR (GÖZTEPE)
İZMİR (ULUCAK BLD.)
AYDIN (ÇİNE MADRAN)
AYDIN (KUŞADASISPOR)
KÜTAHYA (GAYBİEFENDİ)
KÜTAHYA (E.Ç.ÇAĞ.AZOT)
DENİZLİ (KONAKSPOR)
MUĞLA (DALYAN BLD.)
GRUP MERKEZİ
MANİSA
TARİH
30 NİSAN - 04 MAYIS 2008
İZMİR (GÖZTEPE)
İZMİR (ULUCAK BLD.)
AYDIN (ÇİNE MADRAN)
AYDIN (KUŞADASISPOR)
KÜTAHYA (GAYBİEFENDİ)
KÜTAHYA (E.Ç.ÇAĞ.AZOT)
DENİZLİ (KONAKSPOR)
MUĞLA (DALYAN BLD.)
Bir de 5.bölge B grubunda Osmaniye'den katılan bir takım var: Önderspor. Ölesiye destekçisiyim şu andan itibaren. Ne Osmaniye ile bağlantım var ne de takımı daha önce seyretmişliğim var. Bir takımın adı aynı zamanda benim de adımı taşıyorsa destek vermeyip de ne yapayım? Haydi bastır Önderspor. Bu da takım fotoğrafı:

Zico

Arthur Antunes Coimbra..Bildiğimiz Zico yani. Futbolculuğunu canlı gözlerle seyredemedim ama TRT sağolsun nostalji kuşağında seyrettirdi. İnternet iyiden iyiye ayağa düşünce youtube sağolsun yetişti imdadımıza. Futbolculuğunu tartışmak sanırım pek yersiz bir olay olacak. Teknik direktör olarak fazlaca tartışıldı, tartışılmaya devam edilecek de. İlk geldiği zamanlar kafasında soru işareti olanların başındaydım. Scolari ile anlaşıldı haftaya geliyor, on gün sonra geliyor derken bi baktık zico çıkagelmiş stadda poz veriyor ayağında topla. Geldiği zamanlar japon sitelerinden de takip edemiyorduk, ne yapmış, neler etmiş. Japoncayı karikatür zanneden bendeniz doğal olarak takip edemiyordum. Birkaç ingilizce metin bulabilmiştim ancak. Japonlar zico'nun eleştirilerden çok fazlaca etkilendiğini, kendisini bu anlamda değiştirdiğini yazmışlardı. Kısmen de böyle oldu Fenerbahçe başındayken. Çift forvet denedi, farklı farklı şeyler oynatmayı denedi. En son tek forvetli sisteme karar verdi, ardından hergün yaptıklarının üzerine birşeyler koyarak ilerlemeye devam etti. Eleştiriler olumlu oldukça gözönüne alıyorum diyecek kadar farklı bir insandı. Bu dakikadan sonra eleştirilmem eleştiririm diyenlere inat bizi şaşırttıkça şaşırtıyordu. Sporcu kişiliği bir yana, beyefendi tavırları, ortamı germeyen konuşmaları, alçak gönüllü hareketleri kendine hayran bıraktıracak sebeplerden sadece birkaçı. Oynadığı dönemin en iyi futbolcusu olan adama kalkıp da "sen futboldan anlamıyorsun" demek ne kadar saçma ise ziconun bu eleştirlere karşı sessiz kalması bir o kadar takdir edilecek noktadır. Fenerbahçe'nin zico ile anlaşması bilinçli bir hareket miydi bilemiyorum ama son zamanlardaki en faydalı hareketlerden biri oldu. Takım üzerindeki baskıyı azaltacak tecrübeye sahip, takım üzerine egemenlik kurabilecek kadar otoriter, alex'in manevi babam diyebileceği kadar sevecen bir insan. Uzun zamandan beri bir teknik adamla sözleşmenin uzatılmasını bu kadar fazla istiyorum. Her daim sakinliğini koruyabilen, sahip olduğu kariyere rağmen alçakgönüllüğünü bir an olsun bırakmayan, takıma örnek olabilecek bir adama sahip olmak her zaman elde edilebilecek birşey değil sanırım. Arsene Wenger de arsenale Japonya üzerinden gelmişti. Acaba diyorum bir Arsene Wengerimiz olabilir mi?

14 Nisan 2008
Arsenal

Yan tarafa arsenal resmi koyup hakkında yorum yapmamak da olmaz sanırım. Arsene Wenger ismidir bu takıma sempati duyma sebebim. Mühendislik eğitimi alıp, üstüne iktisad masterı yapmış olan arsene wenger aynı zamanda kulübün ekonomi işlerine de bakan, futbolcuların ne kadar ücret alacağına karar veren adam. Fransadan bulup getirdiği genç adamlar, onları aldığının çok üstüne satan sakin bir fransız. Geldiğinden bu yana üçüncü jenerasyon futbolcularıyla sahada arsenal. Manu, Liverpool gibi takımların kadroda barındırmayacakları oyuncularla şampiyonluk yarışının içine girdiler. EPL'de ilk 4te bulunan takımlardan daha az para harcayan arsenal stadını da sponsorla birlikte yaptı. Fabregas, Flamini, Hleb, Adebayor..bu ve bu tarz oyuncuları bulup getiren arsene wenger iyi bir işe imza attı aslında. 87 doğumlu Fabregas takımın beyni, bu yaşına rağmen kesintisiz 11 oyuncusu.Bu sene lige oldukça iyi başladılar, bir ay öncesine kadar da ligdeki durumları da şampiyonlar ligindeki durumları da oldukça iyiydi. Ama gerek tecrübesizliklerinin gerekse de hatalarının kurbanı oldu takım. Milanı italyada yenen ilk ingiliz takımı oldular , ardından liverpool deplasmanında dakika 84te avanatajı yakalayan taraf oldular. Bir dakika sonra yapılan penaltı tecrübesizlikten başka birşey değildi. Chelsea deplasmanında da manu deplasmanında da öne geçen taraf olmalarına rağmen iki deplasmandan da 2-1 lik skorlarla boynu büyük ayrıldılar sahadan. Son hafta stresini kaldıramadı genç oyuncular. Talihsiz sakatlıklar yaşadılar. Rosicky, Van Persie genelde sakat geçirdiler sezonu. Eduardonun da ayağı kırılınca talihsizlik de tavan yaptı arsenal. Tek ciddi sorun defanslarında aslında. Senderos denen baki mercimek kılıklı adamın bulunduğu defansa ne kadar iyi demek mümkündür? defansı biraz daha sağlamlaştırıp bu kadroyu korursa arsenal muhtemelen birkaç sene içerisinde çok daha iyi bir konumda olacak. Arsene wenger gider diye korkanlardandım ama kulüp başkanı ben burada oldukça arsene wenger de burada olacak, bir sorunumuz yok dedikten sonra korkular yerini umutlara bıraktı.
13 Nisan 2008
Kezman!

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)