3 Mart 2011

Chelsea:2- Manu:1



Chelsea için lige havlu atışın resmiyet kazandığı maç Liverpool mağlubiyetiydi, bu maç öncesi ilk 4’e girip şampiyonlar ligine katılma olmazsa olmazı ve hali hazırda şampiyonlar liginde devam eden mücadeleleri sezonu bitirmelerine engeldi.


Akıldaki sorular, Torres gol atabilecek mi? Sebest düşüşün önü kesilebilecek mi? Şampiyonlar ligi için ha gayret bi silkelenme ile üst sıralara yükselme imkanı olacak mı? vs... şeklindeydi.


Soruların çoğu bu maç ile cevap buldu. Torres the kid, drogba’yı kese dursun, chelsea artık forvet hattında gelcek yıllarda deneyeceği hucum atraksiyonlarını gösterme şansı buldu. Gücün yerini teknik aldı anlayacağınız. Torres gol atamadı lakin kime patlarsa şimdiden geçmiş olsun.


Serbest düşüşe şimdilik bir dur deyip yada diyip (kim nasıl istiyorsa öyle desin) biz daha ölmedik kardeşim mesajı verdiler. Maçta gözüme batan 2 topçu kardeşimiz oldu.


Birincisi, kısa boyu, kavruk sıfatı ve anlamsız transfer miktarı ile maç boyu beni benden alan Ramires. Bir an mustafa sarp izliyorum sandım, sonra ayhan...neyse zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış.


İkincisi daha bomba, David Luiz, ilk sarı kartını görmesi gerekenden yaklaşık 5 dk. sonra gördü, ki dakikalar 60 felan..aslanı kesmedi, o dakkadan sonra 2 tane daha sarı kartlık hareket yaptı. Bereket hakem es geçti. Brezilyalı hücum oyuncları malumunuz joga bonito ayakları ile gönlümüze girmeye çalışsın, bunların defans oyuncuları harbi psikopat oluyor. Transfer parasını fahiş olsada, sert ve teknik bir defans oyuncusu olması sebebiyle, seneye adını manşetlerde çok daha sık duyabiliriz.


Maç sonrası Ferguson’un tepkisi normal bi vatandaşta “adam haklı beyler” tepkisi oluşturabilir, lakin fergi biz birbirimizi biliriz, arsenal ve diğer takımlar old trafford’a her geldiğinde hakemle dövüp gardlarını düşürmeye alışık olduğundan, uzun yıllardır görmediğin haken hatalarına denk gelince ver yansın.

Sonuç; şampiyonluk için ibre artık arsenali gösteriyor. Momentumu koruyup “kolay” maçlarda puan kaybı yaşamazlarsa united ile şampiyonluk maçına çıkabilecekleri gibi,united’in travmayı atlatamaması halinde united maçı onlar için ligin en rahat maçı olabilir. Bu hafta liverpool maçı var. Vidic, ferdinand yok. Hayırlı olsun.

1 Mart 2011

GEÇTİ BOR' UN PAZARI....




Ligin sonunda şampiyonluk hayali kalmamış bir takım ile ligin sonunda düşme ihtimalini kaldırmak isteyen bir takımın mücadelesi gibi adlandırılsa da, Antalyaspor -- BJK arasındaki karşılaşmayı sanki tam tersi bir görünümde izledik. Her nasıl olduysa BJK disiplinli oynamaya çabalıyor , ama Antalyaspor ise düzensiz sistemsiz ataklarla , bildik oyuncuların (Necati--Tita- Ali Zitouni gibi) iman gücüne dayalı şekilde oynuyordu. Bernd Shuster bey ve ekibi göbeğini kaşıyan adam misali kulübeden maç seyretmeye devam ettiler.Allahtan Mehmet Özdilek de aynını yaptığından iki takım arasındaki yıldız oyuncu farklılıkları sonucu etkiledi. Yeni yönetim kurulunu oluşturan Antalyaspor da başkan değişmedi ancak yönetim kurulu üyelerinde önemli değişiklikler oldu. Bu ileride teknik heyeti de etkiler mi bekleyip göreceğiz. Bu yenilgiler sürerse Özdilek ve ekibi önümüzdeki sezonu göremeyebilirler....!!! Gelelim başlıktaki cümlenin anlamına....BJK için Bor pazarı geride kaldı artık.Şampiyonluk hayal oldu.İlk beş ise ehhh....Peki ya Antalyaspor a ne demeli....Bu şekildeki kayıplarla giderse ne yazıktır ki Bank Asya liginde oynayacakları maçları TRT 1 deseyretmek zorunda kalabiliriz. Ben Antalya da yaşayan biri olarak bunu hiç istemem.Maçlara Antalya da katılım neden az oluyor onu da irdelersek ilk neden Mardan Stadının şehir merkezine 25-30 km uzaklıkta olması bu sebeple ulaşım sorununun aşılamaması ve diğeri ise sadece ve sadece küfür eden bir taraftar topluluğu .Bu taraftarla takımın ayakta kalması imkansız.Maça beleş girmek isterler bir de küfür yüzünden takıma ceza yedirirler vs. vs. Eşi ve kızı ile maça gelmeye çabalayan taraftarların susun, küfretmeyin dediklerinde bir sopa yemedikleri kalıyor ve maalesef kolluk kuvvetleride buna seyirci kalıyor. (sarhoş olarak gelenleri ve yasağa rağmen sigara içilmesini saymıyoruz bile)...Taraftar Antalyaspor lehine tezahürat yapmıyor.Karşı takımın hatta orada olmayan diğer tüm süperlig takımlarının ailesi bireyleriyle akraba olmaya çalışıyor.Bir tek takım hariç nedense Kocaelispor a sevgi büyük..Bunu nedeni Kocaeli/gölcük depreminden sonra göç yoluyla buraya yerleşen Kocaeli taraftarlarının maçlara gelmesi ve fanatikliklerini çift taraflı atkı ile burada da göstermeleri. Oysa bu takımın geçen yıllarda Antalyasporu düşürmek için nasıl oynadığı unutulmuş herhalde....demek ki neymiş deve ile çok sevdiği diken arasında bir hususmuş bu .Özel hayatları bizi ilgilendirmez. Bir diğer dikkat çeken konuda eski BJK li oyuncuların , yeni takımlarında karşılaştıkları BJK maçlarında olağan üstü performans göstermeleri.... kendilerini eski takım arkadaşlarına karşı gösterdikleri cengaverce tutum için tebrik eder başarılarının diğer takımlara karşı da devamını dilerim.....((( aman Alex in yanından geçmesinler kızarırlar aman haaaa. ama Querasmayı -- Guti yi -- Simao--Bobo yu sakatlamak serbest hatta bonus hediyeli ))))



Sevgiyle kalınız....