18 Nisan 2008

Kalli

Öncelikle herkese merhaba.Dostum Muhder'in daveti üzerine ben de yazıyorum artık.Bana bu şansı veren Dostum'a sonsuz teşekkürler...Muhder blogun açılışını Zico'yla yapmıştı, ben de blogun yeni yazarı ve bir Galatasaray'lı olarak Kalli ile başlamak istedim.Malumunuz takım içindeki mükemmel dayanışma(!) ve işbirliğinin(!) sonucunda yollar ayrıldı Kalli'yle.Yaşlı Kurt sessizce gitti Türkiye'den.Taraftarın sevgilisi Adnan Polat başta Lincoln olmak üzere futbolculardan gelen şikayetleri anında değerlendirdi ve şampiyonluğa giden takımın hocasız kalmasına neden oldu.Kariyerinde hem Almanya'da (Kaiserslautern) hem de Türkiye'de Galatasaray'la şampiyonlukları bulunan Kalli,Türk futbolunda devrim denince Derwall,Terim ve Denizli ile birlikte akla ilk gelen isim.92-93'te Galatasaray'a tam 4 kupa kazandıran,Eintracht Frankfurt mucizesine imza atan,Bülent Korkmaz,Hakan Şükür,Okan,Papen Mustafa,Hamza gibi büyük yıldızları türk futboluna kazandıran Kalli eminim ki çok da üzülmemiştir yolların ayrılmasına.Bu sezon GS belki de şampiyon olacak; Kalli'nin de kariyerinde 1 kupa eksik oluverir biter (her nekadar takımı 28 hafta çalıştırmışsa da).Ancak şımarık Lincoln ve dostlarıyla işbirliği yapan Hakan'ı,Okan'ı affedecek mi bilinmez.Vefa gerçekten de sadece semtmiş diyesi geliyor insanın.Neymiş futbolcuları gerçek yerinde oynatmıyormuş!İnsanlarımız tekdüzeliğe ve yeni şeyleri denemekten korkup ancak hazırlık maçlarında yaratıcılıklarını sınayan teknik direktörlere o kadar alışkın ki Kalli bir lig maçında yeni bir bek veya önlibero denediğinde yer yerinden oynuyordu.Yıllar önce Capello da stoper Desailley'i önliberoya koyduğunda eleştirilerden korksa bugün birçok teknik direktörün can simidi olan önlibero kavramı belki de bu kadar meşhur olmayacaktı.Bir yanda Carlos-Edu-Lugano ve Gökhan'la Avrupa'nın en iyi defans bloklarından birine sahip Fenerbahçe, diğer yanda İbrahim Üzülmez-Gökhan Zan ve Toraman'la Milli Takımın defansını besleyen Beşiktaş... Galatasaray Uğur(Sabri)-Servet-Song(Emre)-Volkan(Hakan Balta) gibi çok daha mütevazı bir geri dörtlüyle bu 2 takımdan 10-11 gol daha az yemişse ve ligin en fazla gol atan 2.takımıysa herkesin biraz düşünmesi lazım.
Belki de Galatasaray bu sezonu şampiyon kapatacak ve herkes Hakan Şükür'ün mükemmel kaptanlığından,Ümit Karan'ın ve Lincoln'ün harika gollerinden bahsedecek ama biz Kalli'nin yaptıklarını unutmayacağız.İsmini anmayacak olanlar olsa da biz onun her golde ilk defa bir maça gelmiş olan çocuğun gözlerindeki sevince benzer yaşadığı heyecanını yüreklerimizde paylaşmaya devam edeceğiz.Mehmet Topal,Uğur Uçar,Serkan Çalık,Barış Özbek ve Orkun Usak gibi genç yıldızların her parlayışında sizce de onu anmamak mümkün mü?

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Kalli'nin geçmişte yaptılarına kimse bişey diyemez.Ama bu demek diildir ki bu gelişinde bize yaşattıkları unutulabilir. Bir hiç yüzünden en önemli iki futbolcusunu en önemli maçta disiplin! uğruna kadro dışı bırakan antrenör daha sonra aynı tavizsiz disiplin anlayışıyla! sabriyi önce kadro dışı bırakıp sonra geri aldı. Bu yüzden Futbolculardan hiçbirinin servet hariç :) onu sevmemesi çok normal.Serveti,emreyi,toması,songu dmc hasanı dr yapan bir teknik direktör için sölenebilecek tek şey bunamıştır.Hasta olup kaç maç takımı başsız bırakmıştır.Galatasaray'ın tarihinde hiçbir zaman bu kadar sakatlık olmamıştı.Bence sakatlıklar şansızlık değil çalıştırıcının kötülüğündedir.Bu takım bu kötü ligde çok az gol yedi doğru ama uefa kupasında adı sanı duyulmamış takımlardan 15 dakikada 3-4 gol yedi.Zaten bir takımın defansının kalitesi için asıl ölçüt lig diil her zaman avrupa kupalarıdır.Bu yaştaki insanın getirilmesi zaten hatalıydı gitmesi ne olursa olsun lig nasıl biterse bitsin galatasaray için olumlu olacaktır...

muhder dedi ki...

@anahtar
sakatlıklar antrenörün değil kondisyonerin sorumluluğundadır. antrenörün çalışma programına göre uygulanan yüklemeler sakatlık belirleyicisi olur.

Adsız dedi ki...

Peki takıma kondüsyoneri seçen kimdir?

muhder dedi ki...

sanırım hakan şükür'ün çok iyi aile dostu olduğu! hagi döneminin(hani hiç sakatlıkların yaşanmadığı!) kondisyoneri olan Giovanniyi neden istanbula getirdiği anlaşıldı. kondisyoneri antrenör seçer ancak sakatlıkların sorumluluğunu antrenöre yüklemek manasız. kondisyonerin henüz tartışıldığına tanıklık etmedim. ayrıca almanların kondisyonerlerinin genelde ne kadar iyi olduğu tartışılmaz. daumla birlikte çalışan ronald koch en iyi örnek sanırım.

KMK dedi ki...

öncelikle şunu söyleyeyim Kalli'nin Almanya'ya gidip durmasından ben de rahatsızdım.Sonuçta bir takım başında hocası yoksa hep biraz eksik kalır bence;ancak takmın başından gönderilmesi bu sebebe dayanmıyor maalesef.Galatasaray başkanı "kardeşim olmaz böyle biz takımın başında sürekli duracak, yardımcı antrenöre sürekli takımı bırakmayacak bir hoca istiyoruz"diyemedi hiçbir zaman.Taa ki oyuncalar hocalarını jurnalleyene kadar.Öncelikle konuya etik açıdan bakmak lazım bence, Kalli'nin de hataları olmuştur muhakkak ama önemli olan önce dürüstlük.Ayrıca oyuncuların değişik mevkilerde denenmesine bu kadar takmayalım bence,eğer deneme olumlu sonuçlanırsa bu futbolun kazancı olacaktır her zaman.Del Bosque Türkiye'den çabuk ayrıldı belki ama biz futbolseverlere bıraktığı güzel bir cümle var: Günümüzün futbolcusu her mevkide oynayabilmeli, ofansı da defansı da becerebilmelidir...

Adsız dedi ki...

KMK Tabiki bir futbolcuyu yeni mevkilerde denemek en iyi olduğu mevkiyi bulmak güzel bişey ama bugüne kadar galatasaray'da yeni mevki denemelerinin hiçbiri tutmamıştır uğur hariç.Cihan,orhan ak,hasan,servet, bunlar mevkileri dışında hiçbir yerde oynayamazlar çünkü artık yaşları geçmiştir uğur çok erken yaşta hagi tarafından sağ bek oynatıldığı için tuttu.Ağaç yaşken eğilir,yeni şeyler deniyim diye bir takım sabote edilmez.Raul'u kaleyede geçirebilirsin ama bunun yeri ligin bitiminine 10 küsur hafta kala değil sezon başı antremanlar veya hazırlık maçlarıdır.Futbol eğer futbolcularla oynanıyorsa başkanın futbolculara antrenörü sorması kadar doğal birşey yoktur.Teknik direktörün performansını en iyi bilen onun işçileri olan futbolculardır.Bence tek sebeb futbolcuların şikayeti diildi.Birçok sebeb vardı:Avrupa'da başarısızlık,gittikçe kalitesizleşen futbol,hastalıkları,futbolcu ilişkileri gibi.
Muhder çok güzel demişsin en iyi kondisyoner almanlarda diye işte ben bu sebebten feldkampı başarısız buluyorum.Sakatlıkların belirleyen en önemli faktör sezon başı ve ortası yüklemelerdir.Sezon başı veya ortası kamplarının yerini belirleyen,kamp programlarını hazırlayan kimdir?bu kadar sakatlık oluyorsa şu açıkça görülüyorki galatasaray kamplarda düzgün çalışmamış.
Feldkampın başarılı dediğimiz ligte ki başarısı bile bana göre başarı diil.Fener ligde bu kadar puan kaybederken hala güç bela onları yakalayabiliyoruz.Aynı kadro gerets'e verilseydi acaba nolurdu.Marsilyayı nerden nereye getirdi beğenmediğimiz gerets..
Sonuç olarak kangren olmuş bi ayak daha iyi olacak diye beklenmez tek çare kesip atmaktır.Galatasaray yönetimi de bunu yapmıştır...

muhder dedi ki...

gerets demişsin çok da iyi demişsin. marsilyada gayet iyi performans sergiliyor kendisi şu aralar. düşme potasından şampiyonlar ligi potasına soktu takımı.o zaman şunu söylemek net ve kesindir. sene başında kalliyi savunarak getiren yönetim üyesi şu an kulübün başında görevde. kangren bence yönetimin kendisidir. bu kangreni görmeyip sağlıklı organlar kesilip atılıyor.

Adsız dedi ki...

Başarısız olan çalıştırıcının işine son verilir tüm dünyada bu böyledir ama bu çalıştırıcını kötü olduğunu göstermez.Geretsin gönderilmesi yanlış diildi o da çok hata yaptı bi önceki sene şampiyon olmuş takımı şampiyonlar ligine bile taşıyamadı.Ama insan feldampa verilen olanaklarla ona verilenleri karşılaştırınca eşit olmadığını görüyor.Birine bence fenerbahçenin şuanki takımından daha iyi bi kadro verildi diğerine ise orhanlar,cihanlar,saidoular..
Bu arada sen galiba fenerbahçelisin.Önceki başlıkta belirtmişsin.Ben fenerli olsam ben de feldkampın gitmesini istemem.zamanında altı yediğin 10 senedir kazanamadığın kadıköyde tek kale oynarken hakanı çıkarıp ayhanı alarak resmen takımı sabote etmiştir.Fener 4 aydır sakat ayhan girdikten sonra orta sahayı ele geçirdi galatasaray o maçı zar zor 0-0 bitirdi.
Ne geretsin gönderilmesi hatadır ne de Feldkampın.

muhder dedi ki...

başarı neye göre kriterlendiriyor anlamış değilim açıkçası. fergusonun manuda geçirdiği ilk seneler herkesin aklında sanırım.terim uğruna lucescudan vazgeçilmiş bir ortamdan bahsediyoruz aslında, sıfır sabır maksimum acelecilik. gerçi bu ülkede tabela başarısı var, skor iyiyse herşey yolundadır. o zaman senin kriterlerine göre galatasaray şu an başarılıdır ve eğer bu sezonu şampiyon kapatırsa teknik direktöre bile gerek yoktur.üstelik feldkampa rağmen olmuşsa kenarda adnan sezgin olmaya devam edebilir. feldkampın gönderilmesinden ziyade geliş ve gidiş tarzı hatadır. bunun sorumlusa da takımda varolan oyuncu hakimiyeti ve yönetim hatasıdır. sabriyi hakan şükür takımda tuttu. oyunculara karşı teknik direktör. bu arada öyle ya da böyle kupada bizi eleyen takımın başında sanırım feldkamp vardı.