24 Şubat 2011

vay hocam..?


montella topu ne zaman bıraktı da hoca oldu, gözünüzü seveyim..? daha dün cm oynarken oyunda birkaç sezon palazlandıktan sonra kendisine veya formadaşı delvecchio’ya talip oluyorduk (birini beşiktaş’a almıştım ama hangisi hatırlamıyorum).

biliyorsunuz bu bir trend: jübilesini dün yapmış efsane futbolcuyu zart diye takımın başına getirmek. geçen sene milan leandro bombasını patlatmıştı. atamanın ömrü 1 sezon oldu, elde patladığını söylemek çok yanlış olmaz. inter’in de öğrenesi gelmiş ki, aynı ikon bu sene de orada.

*

“dünyanın en iyi teknik direktörleri” diye
kafanızda birkaç isimlik bir liste yapın, aralarında hiç “efsane topçu” olmadığını göreceksiniz. tersi de doğru: anımsayabildiğiniz en parlak futbolcular arasından, birkaç tane berbat teknik direktör çıkacak (“aldırma cimbom aldırma…”) futbolun en klasik geyiklerinden birisi işte: iyi futbolcudan iyi teknik direktör olur mu? herhalde “nadiren” cevabını vermek lazım.

futbolu oynamakla, oynayanı idare etmenin, bambaşka işler olduğunu kabul etmeli. en acar ustabaşından fabrika müdürü, veya piste en yumuşak inen pilottan thy genel müdürü icat etmek, çok anlamlı görünmüyor.
 
 
hasılı, genç emekli (veya dalglish gibi bayağı emekli) topçuyu takımın başına getirmek, “ceddin deden, neslin baban” kabilinden bir gaza gelme / getirme operasyonundan öteye anlam ifade etmiyor gibi.

Hiç yorum yok: