28 Şubat 2011

Futbol'suz Hayat


Hiç olmazdı okur....

Yuvarlak bir nesnenin beyaz bir çizgiyi geçmesi bu kadar mı mutlu eder bir insanı?
Ya da tam tersi?

Fenerbahçe'li olmak birinci şık ile orantılı gidiyor şu an.

Santos, sana noldu aslanım ?
Selçuk, naptın sen böyle?
Alex, kime ispatlamaya çalışıyorsun kardeşim kendini bu saatten sonra?
Topuz, kime kızdın da böyle oldu?

Açıkçası hiç de merak etmiyorum bu takımı düzeltecek Kocaman'dı ve öyle de böyle devre arası yaradı Fenerbahçe'ye.

Yıllık spor basınının olağan başlıkları yerini almaya başladı. ''Hagi gidici'' ''Schuster tazminatından dolayı gönderilmiyor'' ''Terim x'in başına geçecek''.... (ha bir de Scolari'yi duyarız her sene gelemedi bir türlü)

Türkiye ye gelen kariyeri en sağlam teknik direktör ''del Bosque'' den sonra Hagi ve Schuster'in durumu hiç de ilginç gelmiyor. Giderler ya da kalırlar ancak bir kimliği (gs-bjk) temsil edebiliyorlar mı tartışılır....

O yüzden umarım Aykut Fenerbahçe'de uzun yıllar çalışacak enerjisini kaybetmez.
Fenerbahçe'yi en iyi temsil edebilecek konumda şu an sadece kendisi var....

Ne demiş ünlü bir spor yazarı:
''kulüplerinizi kurda kuşa yem etmeyin''

Aykut'cum lütfen sen de kurda kuşa yem etme, en çok senin Fenerbahçe'n o....

Hiç yorum yok: