20 Şubat 2011

kaptan


ismini zikretmek istemediğim sevimsiz bir futbol yorumcusu, güzel bir “kaptan” tanımı yapmıştı: “kaptan, takımda ‘kimdir’ diye düşünmediğiniz kişidir” gibi bir şey.

*

olay mahallinden başlarsak: ben rıza’dan sonra üzülmez’e kadar beşiktaş takımında kimler kaptanlık yaptı hatırlamıyorum. rıza “beşiktaş kaptanı” postunu tam anlamıyla karşılayan son örnekti: çocukluğundan jübilesine kadar kulüpte, kısıtlı yeteneklerini insanüstü çalışarak telafi etmiş, star değil emekçi, mızmız değil cefakar, vs.

galatasaray’ın son efsane kaptanının bülent olması, bence talihsizliktir. çünkü, hele de büyük takım kaptanının, rakip taraftarlardan da iyi-kötü saygı gören bir oyuncu olması tercih edilir. bülent’in mücadeleciliğinin yanına böyle bir değer iliştiremiyoruz.

mesela alex’in, herkesin içine sinen bir kaptan olduğunu düşünüyorum. takımın en eskilerinden, oyun içinde liderlik rolüne soyunabilen, maçı kurtarabilen, efendi, cool… gerçi onda da fors, şu kadar senedir ağzından üç tümce türkçe duymayışımız gibi eksiklikler var.


yurtdışından “tabi ki şu, başka kim olabilir” kategorisine örnekler: puyol, gerrard, gattuso, gerrard, totti…

*

üzülmez, takımın açık ara en eski oyuncusuydu. topçuluğuyla ilgili fazla bir şey söylemeye gerek yok, artık herkes onu böyle kabullenmişti. neticede futbolu 30 yaşında lucescu’dan öğrenen bir oyuncudan bahsediyoruz.
fakat mevcut beşiktaş kadrosunu düşününce kaptan olması tartışma kaldırır mıydı? hayır.

üzülmez’in hadisesi ile ilgili çok şey yazıldı, insan böylesi bir dezenformasyon ortamında hangisine güveneceğini bilemiyor. ama anlatılanlardan süzebildiğimiz, hele de günyüzü gören bu 2.büyük vakadan sonra, ibrahim’in bağıra çağıra “bana çok esaslı bir ceza verin” dediği.

sözleşmesinin feshedildiğini öğrendiğim akşamın o saatinden uyuyana kadar “bunu nasıl yaparlar ya… bunu nasıl yaparlar ya…” diye söylendim.
takımdan uzaklaştırılmasına hala itiraz edemiyorum. ama hala “süresiz kadro dışı” gibi bir müessese varken sözleşmenin feshi niçin tercih edildi, anlamakta zorlanıyorum. cezasını kes, antrenmana alma, sezon sonunda jübile mi yapacaksın bonservisini mi vereceksin, ne yapacaksan yap. “takımdaki son aylarını tribünde geçiren kaptan” olmaktan daha büyük ceza olur mu?

Hiç yorum yok: