Hatırlayanlar bilir Gençlerbirliğinde parlamış ardından büyük takımları peşinden koşturmuştu Tarık Daşgün. Bileklerine oldukça hakim bir adamdı ve o zamanlar Ümit Aktan'ın da dediği gibi "rüzgârın oğlu" idi kendisi. Gençlerbirliği'nde oynadığı zamanlarda bile Fenerbahçeli olduğunu herkes biliyordu ve Fenerbahçe'de top koşturmak istediğini söylüyordu çekinmeden. Galatasaray ve Fenerbahçe transfer için birbirleriyle kapışmış ardından Tarık'ın kaçırıldığı haberi çıkmıştı piyasaya. Dönemin Fenerbahçeli yöneticilerinden Yavuz Kayral'ın bir gece ansızın Tarık'ı evinden alıp götürdüğünü öğrendik, ardından Şadan Kalkavan'ın villasında objektiflere yakalanınca artık Tarık bir Fenerbahçeli diyebiliyorduk. Böylesi olaylı bir transfer döneminin ardından Fenerbahçe'ye transfer olmuştu 120 milyar dolayında bir bonservis bedeliyle. Bu para iyi bir tüccar olan İlhan Cavcav'ın elinde iyi değerlendirilmiş ve şu an Gençlerbirliği'nin kullandığı bir çok tesisin temelini oluşturmuştu. Ancak İstanbul'a gelmesiyle çökmesi bir oldu Sarı Tarık'ın. Sahada olduğu kadar gece hayatında da hızlı olmasıyla nam saldı Tarık, Televole programlarının tavan yaptığı dönemlerde ekranda pek sık görmeye alışmıştık kendisini. Fenerbahçe'de kendine çok yer bulamadı ve sistem içinde eridi gitti. Teknik direktörler değişti ancak Tarık'ın formsuzluğu bir türlü değişmedi, Gençlerbirliğinde oynayan Tarık ortalarda yoktu. Yedek kulübesine her gidişi yeni bir tartışma konusu oluyordu Fenerbahçe medyasında. Öyle böyle derken Otto Baric "yeter" diyerek Tarık'ın ipini çekti ve Fenerbahçe macerasına son noktayı koydu. Ancak Tarık sarı-lacivert formayı çok sevmiş olacak ki Ankaragücü'ne transfer oldu Fenerbahçe macerasının ardından. Ayrılışı sırasında her ne kadar "bir gün Fenerbahçe'ye tekrar döneceğim" demiş olsa da dönmeyeceğini herkes gibi kendisi de biliyordu sanırım. Ankaragücü formasıyla da istediğini bulamayan Tarık sırasıyla Yozgatspor, Sakaryaspor, Ankaragücü, Gençlerbirliği ASAŞ, Göztepe, Karabükspor tekrar Y.Yozgatspor formalarıyla da dibe çöküşü yaşadı birkaç sene içerisinde. Dibe çöküşün ardından asıl yıkımı bir doping kontrolü esnasında yaşadı Tarık. Yozgatspor'da oynadığı dönemlerde esrar kullanarak doping yaptığı kesinleşince kendisinden istenilen savunmaya cevap vermeyerek köşesine çekildi. Çok şey beklenilen ancak hayal kırıklığıyla herkesi üzen Tarık böylece futbol yaşantısına da son vermiş oldu. Kim bilir belki de Maradona'ya özendi bizim Sarı Tarık. Böylece "Hakkaten bi Sarı Tarık vardı abi, hani Fenerbahçe kaçırmıştı ya bi de baya hızlı adamdı ne oldu?" sorusuna cevap vermeye çalıştım.
2 yorum:
ankara öğrencilik yıllarımda rastlamıştım Tarık'a .Hem de bir kıraathanede...o zamn gençlerbirliğinin pyeni yetme parlayan yıldızıydı.ve bi elinde de sigarası vardı tüttürdüğü, vay be bu genç hakkaten milleti peşinden koşturuyomu bu haliyle diye düşünmüştüm..şimdi hatırlayan beri gelsin...
bu yazıyı yazan cok güzel özetlemiş ama onun içindeki futbol sevgisini bu yazıyı yazmadan bir araştırsaydın keşke...Şuan ne yapıyor nerde oynuyor?yazıyorsanda tam bilgilendir bari
Yorum Gönder